8 Eki 2012

Her şey hep aynı, hep eski. Huzur eksik aslında, hepsi bu.

Bir kaç gündür kapımda dolaşıyor sonbahar. Bildiğimiz mevsim olan sonbahardan daha fazlası bu ama... Bana gelen, içime dolan sonbahar. Yaprak döken ağaçları evlatlarını toprağa veren anneler olarak görmeme sebep olan sonbahar.
Annemin yanımda olmamasına içlenmeme sebep olan sonbahar. Sevgili dostum T.'nin iş yerinde yaptığımız o uyduruk kahvaltılarda yanımda olmamasına bozum bozum bozum olmama sebep olan, gittiği yerdeki arkadaşlarımı kıskanmama sebep olan sonbahar.
Sabahları uyanasım yok, işe geleceksem eğer. Hayatım akşamlar ve hafta sonlarından ibaretmiş gibi... Kitap okumakta, film izlemekte, durup düşünmekte zorlanıyorum. Kendimi kapana sıkışmış gibi hissediyorum. Bu çemberin içine sıkışmış ve çıkamayarak burada havasızlıktan ölecekmişim gibi.
Her şey hep aynı. Günlerin birbiri sıra gidişinde tek ayrılık cuma olmasıyla gösteriyor yüzünü. Çünkü ertesi cumartesi!
Ne zaman böyle umutsuz olduğumu bilmiyorum. Sadece benim sonbaharımdan değil bu. Biliyorum... Hem gerçekten mevsim olan sonbahar, hem içinde bulunduğum yaprak dökümü, hem de istediğim yolda gitmeyen meseleler, sonbaharın etkisini artırıyor.
Her şey hep aynı. Hep eski... Aslında huzur eksik sadece, hepsi bu. Her sabah aynı telaşla uyanıp bu tanıdık yere gelirken, huzursuzluğa geldiğimi, köreldiğimi, yıprandığımı biliyorum. Ama nasıl değiştireceğimi bilmiyorum. Üstelik öyle üstüme bulaşmış, elime koluma zincir olmuş ki, sanki yapacağım hiçbir şey hiçbir şeyi değiştirmeyecek gibi hissediyor ve daha çok yuvarlanıyorum.
Eskiden, bir yerde durup dururken, güzel şeyler düşünürdüm. Yeni şeylerden bahsederdim sohbetlerde. Değişik konular bilir, onlarla ilgilenir, anlatırdım. Şimdi hepsi saklanmış bir yerlerde... Biri bir soru sorsa en basitinden, "nasılsın" dese, "aynı" diyorum. "Aynı". "İyi" demeye dilim varmıyor çünkü. "Kötü" diyerek anlatmaya da mecalim yok. Hevesim yok. O yüzden "aynı" diyorum. Bitiyor sohbet. Birileri bir şeyler anlatırsa dinliyorum belki. Yoksa hep birlikte susabiliriz, umursamıyorum.
Dediğim gibi; her şey aynı, her şey eskisi gibi aslında. Tek eksiğim huzur, hepsi bu.