5 Eki 2015

Param var, geziyorum arkadaş!

O kadar çok şey var ki söylemek isteyip de sustuğum, biriktirdikçe gergin ve yorgun bir insan oluyorum kuvvetle muhtemel. Üstelik ben kırgınlıklar olur diye susarken oluşan mevcut kırıklar sadece bende oluyor. E, o zaman, bırakıyorum uzay boşluğuna gitsin!
Bu fikir, yani blogda yazıp yükümden kurtulmak fikri, cuma günü Ayşe ile konuşurken geldi. Yazsana sen bunları dediğinde. Nasılsa burayı sen ben bizim oğlan okuruz, iyisi mi bloğa yazayım dedim. Ve işte başlıyoruz!

İlki: Ne kadar çok geziyorsun ve nerelerde sürtüyorsun minvalindeki kiminin ciddi ciddi kiminin de aklınca 'takılmak için' sorduğu gereksiz sorular. Hayır, bu soruları duydukça kendimi cidden geziyorum sanasım geliyor bir de!
Abartısız yüzlerce kere maruz kaldığım bu açık soruya cevap verme hissiyatı oluştu artık bende. Öncelikle benim bir kaç sorum var hiç sorulmamış, onları sormak isterim ben de sizlere:
Keyfimin kahyası mısınız? 
Sizin paranızla geziyorum gibi mi geliyor size? 
Bana finansal destek veriyorsunuz da benim mi haberim yok?
Siz gez(e)miyorsanız ben miyim bunun müsebbibi?
Size gezmeyin diyorum da benim lafıma binaen mi oturuyorsunuz yerinizde?
Ya da "ben ne güzel geziyorum siz gezemiyorsunuz" diye nispet mi yapıyorum size?
Benden, bu kadar laubali şekilde üstelik, hesap sorma hakkını kendinizde nasıl buluyorsunuz?
Hepimizin öncelikleri aynı mı olmalı şu hayatta?
Ben köprüden atlasam misal, "sen de amma gezentisin" demeye devam edecek misiniz?
Sizin maaile her şey dahil tatillerde yahut markalı kıyafetler alırken harcamış olma ihtimaliniz yüksek olan o bütçenin bir benzerini hatta belki de çok daha azını, kimsenin bilmediği ya da popüler olmadığı için tercih etmediği uygun fiyatlı yerlerde geziyor olabileceğim aklınıza geldi mi hiç?
Ve eşe dosta borcunuz / kredi ödemeniz varken yurt içi / yurt dışı tatillerine gittiğinizde ben ağzımı açıp sizin gibi boşboğazlık ediyor muyum size?

Aslında daha pek çok soru sorabilirim de, iş uzayacak. O yüzden soruları okumanız bittiyse şunu söylemek isterim: 

Geziyorsam kendi imkanlarımı kendi önceliklerime göre değerlendirerek, sizlerden farklı önceliklerle, farklı yerlere harcayarak, çalışıp kazandığım "kendi paramla" geziyorum. Bunun için de kimseye hesap vermem gerektiğini düşünmüyorum. Nasıl ben kimseyi gezip gezmediğine göre taciz etmiyorsam, sizlerden de aynı hassasiyeti bekliyorum. Eğer ben size "niye geziyorsun bu kadar çok?" yahut "niye hep evdesin?", "neden hep aynı yerlere gidiyorsun?", "her şey dahil tatile git git bıkmadın mı?" demiyorsam - ki zannetmiyorum ki diyor olayım - siz de artık bana bunu sormayın. Yoksa ben de size ciddi ciddi yukarıya dizdiğim soruları sormaya başlayacağım. 

Bana şununla gelin bundan böyle, rica edeceğim, "yediğin - içtiğin senin olsun, gezdiğini - gördüğünü anlat." Haydi Filmekimi'ne gidiyorum ben. Arrivederci!

Hiç yorum yok: