15 Oca 2010

Yılların birikimi bu günlere meyve mi veriyor?

2010 tahminimden çokça hızlı başladı. Kalp çarpıntıları, endişe, telaş, korku, hüzün. Milli Piyango, neşe, sevinç. Oyun, keyif, eğlence...
Sonra sanki bir başarı öyküsünü yazarmışım gibi önüme serilmeye başladı çiçekler. Sanki bir kaç adım sonra hayat bambaşka bir yöne evrilecek yepyeni ışıklı bir yol önüme serilecek gibi...
Kimilerine göre abartılı olabilir tüm bu sözlerim, hele hele bu sözlere sebep haller öğrenilince, ama ben yine de güzel şeyler olacağının inancındayım.
Yine, yeni olmayan kararları aldım bu seneye başlarken, ama sanki bu kez kendimde yeni bir güç varmış, bu kez farklı olacakmış gibi hissediyorum. Ya da diğer olayların ışığı bu kararların başarısız geçmişlerini gölgede bırakıyor. Şimdilik bunu düşünmüyorum. Kısa, küçük adımlarla ilerlemenin güvenilir sıcaklığında devam ediyorum yola.
Gün geçtikçe, "iyi ki"lerim artarken, "acaba"larım bir mutluluk ışığı yayıyor çevreme biliyorum. Kendimi ışıktan bir hare ile yürür gibi hissetmemin, bu hissi devam ettirecek diğer tüm olayların tetikleyicisi olduğuna da inanıyorum üstelik. Hani o filmlerdeki gibi işte, "her şey çok güzel olacak"! Yürüyüşe çıkarken biriktirmeye başladığım taşları yolu kolaylaştırmak için kullanacağım günler gelmiş gibi...
Hayır, zor olan şeylerin hiç biri bitmiş değil daha, ama her geçmiş zorluğun bugüne bir kolaylık ve hatta bir güzellik sağladığını görmek zorluklara karşı durmayı kolaylaştırıyor.
Kış güneşinde baharı yakalamak dedikleri bu olsa gerek. Kar soğuğunda yürüyüş. Bir de yağmaya başlarsa, daha ne olsun ki?

Hiç yorum yok: