5 Şub 2010

yer yarılsın, gök açılsın...

Kış hiç bitmeyecek gibi... Ama bir yandan da günler uzuyor işte... Sanki hayat yadırgadığımız gerçeklere bizi alıştırmaya muktedir ve biz öylece kabulleniyoruz pek çoğunu sorgu sual etmeden.
Hep hayalini kurduğumuz gelecek geldiğinde ise, hayallerimizi elimizde tutmayı bırakıyoruz sanki. Hayat bizi kendi yolunda yürütüyor.
Dersler bitsin dedim, bitti. Kardeşimin okulu bitsin dedim, bitti. Milat koyduğum hikayeler başlamadı ama... Başlasınlar istiyor muyum, onu bilmiyorum. Ben bu milatları koyarken, koşullar böyle değildi çünkü. Şimdi sanki biraz ürkek, biraz kolu kanadı kırık gibiyim. Hani o heyecan, hani o yeni bir çizgi çekip yeniden koşmaya başlama planı? Bir şeyleri daha koyuyorum önüme, bir şeyleri daha erteliyorum. Korku mu, alışkanlıklar mı sebep? Bilmiyorum. Öte yandan başka planları da öne çekiyorum anlayamadığım bir cesaretle. Ve bir şeyler, birileri vazgeçip - ya da yeni kararlar alıp - gidiyor başka yerlere...
Hayat mı bizi kontrol ediyor, biz mi hayatı bilmiyorum. Ama belki yer yarılsa ve gök açılsa daha iyi olur ki, bize biraz boşluk kalır bir nefes almalık... Zira bahar gelene dek, havaya ihtiyacımız var.

Hiç yorum yok: