26 Ağu 2009

Köprüden Önce Son Çıkış...

7 - 8 sene öncesi bundan, yüreklerimiz daha saftı ve daha umutlu insanlardık geleceğe...
Nereden mi biliyorum? Kendimden tabi. Köprüden önce son çıkışın geçildiğine ve kurtarılmış dostluklarımızın olduğuna inanacak kadar saftık hala pek çoğumuz.
Belki ehliyetimiz yok diye, ya da İstanbul trafiğine karışmamışlığımızdan, o köprüyü geçmenin tek yönlü bir yolculuk olduğunu düşünüyorduk. İlk sapaktan yan yollara dalınıp kaçılabileceği gerçeği aklımızın köşesinden bile geçmezdi.
Sonra bir baktık ki zaman akıp gitmiş hızlıca ve dostlarla yollarımızın ne zaman ayrıldığını, o dostların ne zaman kaybolduğunu hatırlamıyoruz bile!
Geçmişi düşününce yaşanan her şeyin anlamını sorgulayıp, - bugünü bile sarsan - şüphelere bulanıyorum. Biliyorum ki o zaman söylediğimiz sözlere gerçekten inanıyorduk. Ya da inanmak istiyorum, inandığımıza...
Köprünün altından akan sulara bakıyorum, koskoca bir deniz. "Eh, büyüdük tabi" diyorum buruk bir yürekle. Dışarıdan göründüğüm gibi olmayayım istiyorum. Acı değil çünkü, buruk sadece. Kaçırdığım, boşa harcadığım vakitleri düşünmekle şimdiki vakitleri de harcamak anlamsız... Her şeyi sulara bıraktım ve "gittiler" demek istiyorum.
"Meğer orada küçük bir dönemeç varmış ve biz bunu görememişiz"
- Biletler lütfen,
- Geçiniz...

Hiç yorum yok: