23 May 2009

Bugün orda da cumartesi mi?

Bira nasıl kokar bilir misiniz?

Peki ya dostluk?

Sevgi nasıl kokar?

Alışkanlık?



Yavaş yavaş, emek vererek, ilmek ilmek örmek nasıl bir keyiftir, nasıldır sanki bir çocuğun dünyaya gelişini izlemek gibi verdiklerinin karşılığını aldığını görmek?

Bir sürü koşturmacanın içinde o haleyi hissetmek, bazen zorda bıraksa da insanı, sevdiklerinin seni koydukları yeri görmek, hissetmek; ne keyiftir...

Zambak kokusu dolduruyor odayı baygın. Masanın üstünde iki kitap, biri Murathan Mungan, öteki Jostein Gaarder. Koca bir bardak su yanı başımda radyoda İrem çalıyor, - hala şarkı söylüyor mu yoksa kayıp mı oldu? bilmiyorum. - sağda F.'nin çevrimiçi olduğunu görüyorum. İki sataşmasam olmaz, seviyorum çocukları, onlar ne denli sevdiklerimi bilmiyorlar, önemsemiyorum. küçük bir kalp çarpıntısı görüyorum, gülümsüyorum, ukalalık taslıyorum kendisine, anlıyor, gülerek cevap veriyor bana.


Hafifleme, gülümseme, tatlı bir yorgunluk, bir kaç plan, bir kaç heves, bir kaç umut...
Yaz yüzünü göstermeye başladı galiba, belki de bugün Cumartesi'dir, tıpkı dün olduğu gibi...

Hiç yorum yok: