23 Haz 2009

Kaç yanlışı doğrultabilir insan?

Kaç kırık notu düzeltmeye gücü yeter senelerin tembeli bir öğrencinin?
Yıllardır şişman olan bir insan kaç günde incecik "tığ gibi" olabilir ya da?
Senelerdir yürünen yol yanlış ise, dönüş noktası nereden nereye olur?
O yanlış yoldan doğruya giden bir yeni yol bulunabilir mi?

Sıcaklar bedeni yorup yıpratırken, bu düşünceler de ruhu yoruyor. Öfke ile dile gelen bütün sayıklamalar daha öncekilerin akıbetine uğramaktan korkuyorlar. "Bir daha asla"lar, "yine"lerin pişmanlıklarına gömülürse diye ürkütücü düşünceler oturuyor kalbin orta yerine.
Hava sıcak, suyla birlikte sanki insaf ve sabır, merhamet ve duygu da ayrılıyor vücuttan. İnsan daha gaddar, daha acımasız olabilirim sanıyor. Yalanlarını insanların suratlarına çarpa çarpa fırlatabilirim sanıyor. Ama eski hikayeler bu sanrıları yalanlıyor. Ki eğer geçmiş geleceğe yansıyorsa, "tarih tekerrürden ibaret"se eskilerin dediği gibi, çok da umut vaat etmez o bir anlık kıvılcımlar.

Ama aslındasöylenmesi gerekeni Mevlana söylemiş zaten çok evvelinden:

Her gün bir yerden göçmek ne iyi,
Bulanmadan donmadan akmak ne hoş ...
Dünle beraber gitti cancağazım ne varsa düne ait,
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.

Hiç yorum yok: