17 Mar 2009

Acı

Bu sabah erkenden kalktım ve yatağımdan bakınca,
Taaa uzakta, boğazın çırpıntılı sularında
İlerleyen bir tekne gördüm,
Durmadan ilerleyen tek bir ışık.
Perugia'da dağlara çıkıp
Ölen karısının adın haykıran arkadaşımı hatırladım.
O öldükten çok sonra bile
Basit yemek masasına
Karısı için de bir tabak koyan.
Ve karısı temiz hava alabilsin diye
Pencereleri açan.
Bütün bu gösterişi
Utanç verici bulurdum ben
Öbür arkadaşları da öyle.
Bunu hiç anlayamamıştım,
Bu sabaha kadar...

Raymond Carver yazmış bu şiiri, şiir defterimi karıştırırken - az evvel yazdığım kayıttaki şiirin şairinden emin olmak için eski defterleri karıştırıyordum evet - buldum.
Her okuduğumda o yalnızlık duygusunun buruk tadını hatırlatan bu şiirle bu gece karşılaşmak ilginç bir tesadüf oldu. Gözlerimde bir yanma var, gözyaşım az ya, ondan olmalı. Damlamı kullanırım geçer, değil mi? Hayat bir sıfır sadeliğinde ilerleyen bir doğru olsa mesela. Herkes olduğu gibi, olduğu kadar, dosdoğru olsa... Herkes için değil ama benim olduklarım kadar hiç olmazsa birileri de bana can simidi olsa... Soru sormasa, sadece yanımda dursa, sormadan - söylemeden de anlasa...
Hani gözler anlatır demiştim ya bir ara, anlatım bozukluğu olabilir mi bende acaba?

Hiç yorum yok: