24 Eki 2014

Bahar geldi İstanbul'a duyuyor musunuz?

Ihlamur kokuları sardı mı bilmem Beşiktaş'ı? çünkü uzun zaman var gitmedim okul yolum, çocuk telaşım, kaygısız neşem, salıncaklarım, Serencebey parkım, sokak arası tavlacılarım, birinin içinden diğerine geçtiğim pasajlarım, walkman tamircim, kasetçim, kitapçım, ayakkabıcım kısacası bir dönem evim olan Beşiktaş'ıma...
Şimdi bakış açıma düşen pencere boşluğundan biri kadın diğeri erkek iki güzellik salonunu görüyorum çoğu zaman boş olan, irili ufaklı afişler uçuşuyor bir de... Sabahları evden çıktığımda bakkalın çırağıyla karşılaşıyorum selamlaşıyoruz, yukarı çıkarken hayatımın etkileyicilikten en uzak ama bir o kadar da tanıdık yokuşunu, balıkçıların tablalarını açışını görüyorum, aynı insanlarla ters istikametlere giderken karşılaşıyoruz sık sık, evim burası artık.
Güneş gözlüğümü buldum dolaptan vakti geldi, yaş 24 alnımda ilk çizgi baş göstermeye başlıyor kendini, gözlüksüz çıkmamak lazım güneşe... Hayatımızda yolunda gitmeyen şeylerin en küçüğü belki bu çizgiler, ama bunlarla yaşamaya da alıştık, birçok şey gibi es geçip gidiyoruz. ama bahar geldi İstanbul'a arka bahçede çiçeğe duruyor ağaçlar, tomurcuklar hızlı hızlı baş kaldırıyor güneşe doğru, bu bahar için de planlar kurdum bakalım çıtayı tutturabilecek miyim?
Bahar geldi duyuyor musunuz??
2004'ten...

Hiç yorum yok: