24 Eki 2014

Bitenlerin ardından bir yazı...


Altı ay kadar önce baharın gelişiyle ilgili bir mail atmıştım gruba, bir çokları gibi, yine
heyecana gelip yazdığım bir yazıydı... Yine bir bahar geldi, bu kez sonbahar.
Ömrümün en öğretici, en keyifli, en yorucu, en yoğun, en keyifli, en mutlu ve en mutsuz
zamanlarını yaşadığım iki seneyi geride bıraktığım bir sonbahar.
Okul biteli beri yaptığım işi bilenler bilir, "kongre organizasyonu" yapıyordum, şimdi biten
kongremin ardından, yaptığım işi ve birlikte çalıştığım insanları ne kadar çok sevdiğim, onlarla ne çok şey paylaştığımı ve hayatıma giren bunca güzel insanı neredeyse 24 saat görürken günde şimdi haftada bire ikiye düşen buluşmalarımızı içim bir tuhaf seyrediyorum.
Büyümek böyle bir şey mi bilmiyorum, sevdiğin şeylerden, hayatın ve çevrenin senden bekledikleri ya da senin hayatta beklediğin diğer şeyler için vazgeçmek? İçin acısa da, hatta gideceğin yol kesinkes daha zor ve tatsız olsa da, o yola gitmek?
Hep eksikler var hayatımda, hep hedefler, nereye kadar bu hedeflere koşarım, isteklerimin bir sonu gelecek mi bilmiyorum; bildiğim bir sonbaharın daha geldiği, günlerin geçip gittiği, hayatta hep şanslı olduğuma inanan benim ne yapacağımı bilmediğim. İlk bahar yazısıydı yazdığım, yine buruk bir bahar bu, ama, sonbahar gelen, yağmurlar başladı bile, yazın son yağmurları mı yoksa sonbaharın habercileri mi bilinmez.
12.12.2006

Hiç yorum yok: