23 Eki 2018

11'e 10 Kala

Yönetmen: Pelin Esmer
Senaryo: Pelin Esmer
Görüntü Yönetmeni: Özgür Eken
Yapım: 2009, Türkiye / Almanya / Fransa, 100 dk.
Yapımcı: Nida Karabol Akdeniz,  Pelin Esmer,  Juliette Sol, Tolga Esmer
Oyuncular: Nejat İşler, Mithat Esmer, Tayanç Ayaydın, Laçin Ceylan, Savaş Akova, Sinan Düğmeci

Bazı olaylar vardır ki, nerede başlamıştır bilinmez, nerde bittiği bilinmez. Hangisi öncedir, hangisi sonra, bilinmez. İlk ne zaman biriktirmeye başlar insan o defterleri, hatırlamaz çoğu zaman… Renk renk kalemler nasıl dizilmiştir sıra sıra, hatırlanmaz… Bazen ama, iş büyüyüp çığırından çıkınca, her şey üst üste birikse bile geriye kalanlar sadece ve sadece hatıralar olur.
Koleksiyon yapmak bazı insanlar için sadece hobi iken bazıları için ise hayatının temellerine yürür, her yanını sarar. İşte Mithat Bey’de de böyle olmuştur. Emniyet Apartmanı’nın dördüncü katında tek başına yaşamaktadır Mithat Bey. Koleksiyonu uğruna karısından, hayatından vazgeçmiş, yeni bir hayat oluşturmuştur kendisine. Ev, onun için bir yaşam alanından çok, oluşturduğu değişik koleksiyonlarını sakladığı bir yere dönüşmüştür. Her zaman koleksiyonlarını karşısına çıkan her türlü tehdide karşı korumayı başarmıştır. Karısına, kardeşlerine, yeğenlerine… Koleksiyonuna eklenecek en küçük bir parça için İstanbul’un her noktasına gitmeye hazırdır. Öylesi bir aşktır onun koleksiyonlarına duyduğu…
Ali ise köyünden kalkıp ailesiyle birlikte İstanbul’a gelmiş ve Emniyet Apartmanı’nda kapıcı olmuştur. İstanbul, Ali için apartmandan ve apartmanın çevresinden oluşmaktadır. Kızı kapıcı dairesindeki rutubet yüzünden astıma yakalanınca, yaşama koşulları iyileşinceye kadar ailesini köye geri göndermiştir ve yalnız başına kalabildiği zamanlarda bu apartmandan kurtulmayı düşlemektedir. Apartmanın diğer sakinleri ise hem deprem endişesi, hem de daha değerli bir eve sahip olma arzusuyla binayı yıkıp yerine yenisini yaptırmanın yollarını aramaktadır. Onlar bugünü yaşamaktadır. Yarın için yaşamaktadır. Mithat Bey ise sadece koleksiyonları için…
Bu taşınma – yıkım hikayesi Mithat Bey ile Ali’yi bir yolda buluşturur. Mithat Bey her ne kadar taşınma gerçeğini kabullenmese de, koleksiyonlarının zarar görmemesi için onları korumaya – kutulamaya, sınıflandırmaya, kaldırmaya – karar verir ve bunun için de Ali’nin yardımına ihtiyaç duymaktadır. Ali ise yeni bir işin derdindedir ve biraz daha fazla paranın… Farklı kaygılarla başlayan ilişkileri iki adamın giderek yakınlaşmasına sebep olur. Birbirlerinin kaderlerini hiç farkında olmadan değiştirmeye başlarlar…
“11’e 10 Kala”, “Oyun” adlı belgeseliyle uluslararası üne kavuşan Pelin Esmer’in ilk uzun metrajlı filmi. Film “16. Uluslararası Altın Koza Film Festivali”nde “En İyi Senaryo Ödülü”nün sahibi oldu ve aynı zamanda “En İyi Film Ödülü”nü “Köprüdekiler” ile paylaştı. “İstanbul Film Festivali”nde “Jüri Özel Ödülü”nü aldı.
Pelin Esmer'in bu ilk filmi, daha önce “Koleksiyoncu” adlı kısa filmine de konu ettiği amcası üzerine kurulu. Mithat Bey’in alışkanlıkları hastalıklı da olsa, bir hayat çizgisini – ki bize çok da garip gelmeyen bir hayat çizgisini – gösteriyor. Ali’nin davranışlarında ise, her an her yerde çokça gördüğümüz yozlaşmaktaki insanın ipuçlarını görüyoruz. Koleksiyon Mithat Bey için her şeyken, Ali bu kadar yakınında durmasına rağmen, onun esas değerini anlayamaz, anlarız bunu. Koleksiyonun eksiklerinin tamamlanmasının önemini kavrayamaz bir türlü.
Böylece “Eksik”  diye tanımlanan şeylerin, “neye göre, hangi koşular altında” eksik olduğunun altını çizerken görürüz Ali’yi, kendisi hiç de farkında değilken üstelik…
Ve “yalnızlık” gelir bazen. Gitmez… Kalır. Yalnızlığa ortak edinilen sessiz sedasız dostları olur o zaman insanın. Gazeteleri, radyosu, kasetleri, kitapları, oyuncakları, kâğıtları, kalemleri, içkileri… Kendisini azıcık da olsa anladığını sandığı insanlar olur bazen bir de. Ama yazık ki, yalnızlık gelmiştir, gitmez. O insanlara gelirsek eğer, onlar size eksiklerinizi verip sizi daha çok eksilterek giderler. Yalnızlık? Gitmez o, kalır…

Farklı bir Türk sineması örneği izlemek isteyenlere “11’e 10 Kala” tavsiye olunur. Bir dahaki sefere kadar, keyifle…

* Kasım 2009 HKMO İstanbul Bülten'inde yayımlanmıştır.

Hiç yorum yok: