3 Eki 2018

İlk Aşk

Yönetmen: Nihat Durak 
Senaryo: Ada Film Yazı Grubu 
Görüntü Yönetmeni: Selahattin Sancaklı 
Müzik: Fahir Atakoğlu 
Yapım: 2006, Türkiye
Oyuncular: Çetin Tekindor, Vahide Gördüm, Tarık Papuçcuoğlu, Halit Ergenç, Dolunay Soysert, Şenay Gürler, Okan Yalabık, Ayşen Gruda, Erol Günaydın

Yazın ilk günlerinde bir çocuğun küçük kalbinin ilk kanatlanışı çarpar gözümüze önce. İlk aşkının ateşine düşen küçük bir çocuk görürüz sahnede. Ki kaç kişi yaşamıştır bir "ilk aşk"ı ilk aşk olduğunu bilerek? Bu şansa sahip kaç çocuk olmuştur? Pek çoğu, yetişkinlerin çoğu gibi, bu aşkı çok sonra tanımlayacak, kırık, eksik olacaktır büyüdüklerinde…

Ege'de bir kasabanın eski ailelerinden Arifoğulları dede, baba, oğul, torun kuşakları bir arada yaşamaktadır. Aksi bir ihtiyar olan dede, mutsuz bir adam olan baba, hayatta istediği şeylere öncelik sırası verememiş bir oğul ve çocukluktan çıkmaya hazırlanan kalbi ile torun. Büyük dede Arif'in ölümüyle, kırk yıl önce Kore Savaşı'na giden ve orada esir düşüp öldüğü sanılan Asaf'ın geri dönmesi, bu ailenin hayatını tümüyle değiştirir.

Her yaşa ait bir aşk hikâyesini barındıran film, aslında her dönemin hayat anlayışını da seriyor gözler önüne. Yıllarca sevdiği adamı içinde saklayan bir kadını, sevdiği insanlar uğruna aşkını feda edenleri görüyorsunuz olgun çağ kuşağında, aşkını bencilce yaşamaya çalışan, gözü dünyayı görmeyen, sevgiyi, emeği aşka feda edenleri görüyorsunuz bir sonraki kuşakta, son kuşak çocukluğun saf ve romantik dünyasını temsil etmede…

Her zaman aşka kavuşabilir mi insan? Ya da, aşk aslında siz ona kavuştuğunuzu sandığınız anda biter mi? Hani bir hikâye vardır, bir yaşlı denizci varmış, her gün sefer dönüşü gördüğü denizkızlarını anlatırmış, altın taraklarıyla ipek saçlarını taradıklarını, kayalıklarda oturup şarkılar söylediklerini… Kimse inanmazmış tabi, denizkızlarını gördüğüne. Bir gün ihtiyar gerçekten görmüş denizkızlarını ve o günden sonra bir daha hiç anlatmamış onları kimseye. Aşk da böyle bir şey belki, ona kavuşuncaya kadar hep peşinden koşup dilimizden düşürmediğimiz aşk, karşımıza çıkınca öyle bir şaşırtıyor ki bizi, artık konuşmayı unutuyoruz kendisinden, ya da öyle hızlı tüketiyoruz ki aşktan geride kalan büyük bir hayal kırıklığı ve "aşka inanmıyorum" nidaları oluyor. Bu filmi izleyince, aşkın hep süreceğini sanıyor insan, kavuşamamanın aşkı körüklediğini, herkesin böyle "büyük" aşklar yaşamadığını düşünüyor ve "hiç olmazsa bir kez iki taraflı bir aşkın bir tarafı olmalı şu dünyada"* diye bir dilek tutuyor içinden. 


* Aşk'a Taraf Olmak…! Sedat Tuvar, 4 Nisan 2007, Kahve Molası 


06.04.2007'da Kahve Molası'nda yayımlanmıştır. (www.kahvemolasi.com)

Hiç yorum yok: