19 Eki 2018

Yıldız Tozu

Yönetmen: Matthew Vaughn
Senaryo: Jane Goldman 
Oyuncular: Charlie Cox, Claire Danes,Robert deNiro, Michel Pfeiffer, Sienna Miller, Ian McKellen, Bimbo Hart, Alastair MacIntosh, David Kelly, Ben Barnes, Kate Magowan, Melanie Hill, Henry Cavill, Nathaniel Parker, 
Sanat Yönetmeni: Robert Cowper, Phil Harvey, Peter Russell 
Kostüm: Sammy Sheldon 
Müzik: Ilan Eshkeri 
Yapımcı: Lorenzo di Bonaventura, Michael Dreyer 
Yapım Yılı: 2007, ABD, 130 dakika






Aşk ve Kuyrukluyıldız *

Gittiğim bütün hekimler aynı şeyleri söylediler
söz birliği etmişçesine
"aşk hastalığıdır bunun adı
ve çok sarsar insanı bu yaştan sonra"
oysa ne yalan söyleyeyim,
ben yalnızca
bir kuyrukluyıldıza
çarptığımı sanmıştım
yaşamın çıkmaz sokaklarında yürürken
yüreğim bir patlamayla aydınlanınca


Efsanevi yazar Neil Gaiman'ın aynı adlı romanından uyarlanan Yıldız Tozu, küçük bir köyde başlayıp sihirli bir dünyada devam eden büyüklere yönelik bir peri masalı ve ben bu masalı seçtim bu hafta anlatmak için, güzel şeylere, iyi şeylere olan inancımız hala var olsun diye bu masala öykünerek.

Vakti zamanında Duvar köyünde yaşayan Tristran, köyün en güzel kızı Victoria'a âşıktır, bu aşkına karşılık bulmak için ise yapamayacağı hiçbir şey yoktur. En sonunda kayan bir yıldızı gördüklerinde bu yıldızı bulup getireceğinin sözünü verir. Bu yemin uğruna köyün adını aldığı duvarın öte yanına, gizemli ve yasak diyarlara adım atar. Duvarın öte yanı periler ülkesidir, büyük gizemlerin, hayallerin ve olmazların ülkesidir...

Uzun zamandır izlediğim en iyi, en güzel, en sevimli kitap uyarlamasında her gidenin söylediği Robert de Niro ve Michel Pfeiffer ikilisini anmakla vakit geçirmeyeceğim ben, yılların ustalarına oyunculukları için şaşmak olmaz. Ben onlara göre yeni yetme olan gençlere çevireceğim yüzümü, bütün bir yolculuk boyunca büyüyüp olgunlaşan, "genç" bir çocuktan olgun bir "genç" adama dönüşen Charlie Cox'a (nam-ı diğer Tristran) ve Claire Danes'e (kuyrukluyıldız, yani Yvaine)… Nasıl bir çocuksu sevgiyle ve kocaman hayallerle yola çıkılabildiğini gözlerinde görmediniz mi Tristran'ın? Ya bir aşkın nasıl kıskanıldığını ama yine de sevilen için yapılan her şeyin bedelsiz, beklentisiz olduğunu hissetmediniz mi Yvaine'in konuşmalarında? 

İlk gençlik heyecanlarının ne deli ve büyüleyici olduğunu hatırladım, artık "öyle çocuk, öyle delikanlı" olmadığımı anladım, büyüdüğümü… Bir heyecan uğruna nelere kalkışıldığını eskiden, ama şimdilerde ayağımızı yere sağlam basmadan hiçbir şey yapmak istemiyor oluşumuzu düşündüm ister istemez. Ama öte yandan yürekten sevdiğimiz için gerekirse bir an bile düşünmeden feda edebildiğimiz onca şeyi artık öğrenmiş olarak, ne çok büyüdüğümü okudum Tristran'ın gözlerinde…



Utanmasam ağlayacaktım, o kadar "genç" ve "çocuk" vardı ki etrafta, onlara kıyamadım… Öyle çok şeyi düşürdü ki film aklıma, ne desem boş. Çıkar çıkmaz DVD'sini edinip arada ilaç niyetine seyredeceğim, unuttuklarımı hatırlamak için, unuttukça… Kitabı zaten başucumda duruyor, göz ucuma toplanan üzüntüleri dağıtmak bahanesiyle…

Keyifli seyirler olsun dostlar, iyi bir hafta sonu dileklerimle. 

* Akgün Akova, Aşk ve Kuyrukluyıldız, Çınar Yayınları, 1997. 


16.11.2007'da Kahve Molası'nda yayımlanmıştır. (www.kahvemolasi.com)

Hiç yorum yok: