Yönetmen : Lukas Moodysson
Senaryo: Lukas Moodysson
Yapımcı:
Oyuncular: Michelle Williams, Gael García Bernal, Thomas McCarthy,
Sophie Nyweide, Marife Necesito
Görüntü Yönetmeni:
Marcel
Zyskind
Müzik:
Yapım : 2009, İsveç / Danimarka / Almanya ,
125 dk.
Kariyer her şeye yeter mi? Tüm eksikleri tamamlar mı
para? Çocuğunun büyümesini göremeyen bir
anne ne kadar zengin olabilir ki kazandıklarıyla? Sevdiklerinden uzakta bir
adam ne kadar yaşayabilir, dikkatini hep uzakta kalanlara vererek?
Tom ve Ellen, New York’ta yaşayan, varlıklı ve başarılı
bir çifttir. İkisi de ayrı ayrı başarılıdır, bir de kızları vardır: Jackie.
Tom, bir oyun sitesinin yaratıcısıdır, etrafındakilerin deyimiyle “bir dahi”.
Ellen ise bir cerrah. Jackie astronomiye düşkündür, gezegenlere, toz ve gaz
bulutlarına. Ama bütün bunlara olan ilgisini en çok paylaşabildiği kişi
bakıcısı Gloria’dır. Gloria ise çocuklarını Filipinlerde bırakıp Amerika’ya
para kazanmaya gelmiştir. Çocuklarını rahat ettirmek için, onlarla birlikte olmaktan
vazgeçmiş, çocuğuyla birlikte vakit geçiremeyen bir başka kadının, Ellen’in
çocuğuna ikinci bir anne olmuştur. Tom Tayland’a bir iş gezisine gidince ve
gezi hesapta olmayan bir şekilde uzayınca herkesin hayatındaki o yavaş ama
önemli, değişim gözler önüne serilir.
Ellen kızının kendisinden çok bakıcısı ile vakit
geçirip ona bağlandığını anlar. Öte yandan kızıyla daha fazla vakit geçirme
şansı da yoktur Ellen’in. Garip bir şekilde Gloria’yı kıskanır. Oysaki Gloria
Filipinlerdeki çocuklarının özlemiyle elinden gelenin en iyisini yapmaya
çalışmaktadır. Her gece çocuklarından uzakta uyuyan bir annedir o da sadece,
ama bir başka kadının yanında, o kadının kendi çocuğundan daha yakını olarak...
Tom ise Tayland’da yaptığı gezide tüm bu koşturmacaların hayatlarımızı ne kadar
hızla harcadığını kavrar. Belki biraz daha hayatın tadını çıkarmayı öğrenir,
biraz daha durup bakmayı, yaşamayı. Ancak her yeni öğrenilen bir kapıyı çekip
çıkmak gibidir hayatta. Bir daha geri dönmemek üzere çıkılan bir kapıyı…
Gündelik hayatı, pek çoğumuzun içine düşüp mücadele
ettiği o çılgın koşturmacayı anlatıyor film. Hepimizin yaşadığı sabah erken
kalkmaları, sevdikleriyle vakit geçirememeyi, durup düşününce neyi neden
yaptığını karıştırmayı…
Hep yarına ertelediğimiz şeylere vurgu yapıyor film.
Sevdiklerimizle vakit geçirmeyi, birlikte yıldızları seyretmeyi mesela,
sevdiklerimiz için – buna kendimiz de dâhiliz – yemek yapmayı, bir tatile – o
olmadı bir yürüyüşe – çıkmayı nasıl sürekli ertelediğimizi görüyoruz ekranda.
Hani o bütün şiirlerde okuduğumuz hayatı ıskalamayı anlatıyor, hep ötelediğimiz
hayatımızı gösteriyor bize. Belki de çok basit bir noktaya dikkat çekiyor
aslında hepimizin sıkça unuttuğu: Her seçiş bir vazgeçiştir*, ve seçtiklerimiz
kaybettiklerimizin yerini doldurmayabilir.
“Ne seçtiğinize dikkat edin, seçiminiz
vazgeçtiklerinize değsin” diyor bence film ve ekran kararıyor.
Keyifli seyirler…
* Blaise Pascal.
* Mayıs 2009 HKMO İstanbul Bülten'inde yayımlanmıştır.
* Mayıs 2009 HKMO İstanbul Bülten'inde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder